EMAYE SİNİ
Yeme içme kültürümüzün sadece evden ibaret olduğu zamanlarda, eski aile düzeni yere serilen bir sofra bezi üstüne ahşaptan yuvarlak bir kasnak ve üzerine genellikle bakır ya da emaye kaplama bir sini ve içlerine yine emaye tabaklar içerisinde sunulan yemekler ve bu sini etrafına dizilen aile bireyleri ile bir yer sofrası; hayal edebildiniz mi? Özlediniz mi?
Bu arada belki bilmeyen genç arkadaşlarımız için sinin tarifini yapalım kısaca: Sini, etrafında birçok kişinin oturarak yemek yediği, üstüne emaye tabak ve emaye sahanların da konulduğu, çember şeklinde ince kenarlı sunum kabıdır. Genellikle çok eskilerde bakır ve gümüşten yapılırlardı; kenarları 3-4 cm ‘den yüksek değildir. Üstüne çatal kaşık ve kapların sığacağı şekilde tasarlanmıştır. Aynı zamanda büyük tepsiler için de aynı tabir kullanılır.
Anadolu’da büyük grupların etrafına oturabildiği büyük ebatlı sinilere meydan sinisi veya divan sinisi denilirmiş. Bu tür büyük siniler, daha çok düğünlerde ve törenlerde kullanılırmış.
Konuyu biraz daha açmak gerekirse
En çok itibar gören ve gösterişli olduğu söylenen gümüş sinilerdir. Geçmişte çeyiz almaya veya sermeye gidildiğinde mutlaka bir sini olması ve içinin bulunduğu bölgeye göre değişen malzemelerle doldurulmuş olması gerekirdi. Düğün öncesi, düğün yemeği öncesi ya da kına gecesinde komşular çeyizlere bakarken gelinin çeyizindeki sini sergilenir buna da siniye bakma denirdi. Anadolu’nun farklı bölgelerinde , kültürel farklardan dolayı sini içindekiler de değişiklik gösterir ancak hemen hemen evlilik hayatı boyunca kullanacakları geleneksel şeyler bulunurdu ziyadesiyle.
Sini üzerinde aynı taslardan yemek yeme kültürü çok eski Türk medeniyetlerine kadar uzanan bir Türk geleneğidir aynı zamanda. Eşitlik, birliktelik ve kader birliğini vurgular. Geleneksel sedirli evlerde özellikle kırsal kesimlerde kullanımı hala sürmektedir.
Günümüz şartları daha ziyade masada oturularak, mutfak ve salonlardaki yerlerde sandalye üstünde yenilmektedir. Değişen ve gelişen şartlar ve beklide daha fazla para kazanma hırsı ile sağlığa faydalı ve sağlıklı sağlam ürünlerden ziyade daha fazla para kazandıracak malzemelerden üretilen ürünlere dönüldü. Belki teknolojisi ve üretim koşulları iyileşti ama sağlık çoğunlukla hiçe sayıldı kişisel çıkarlardan dolayı ve bunlar maalesef reklamlar aracılığı ile de kamuoyuna pompalandı. Ürünün sağlıklı yapısındansa ne kadar hafif, kullanışlı ve renkli olduğundan bahsedildi. Hedef saptırıldı yani. Kaynak şu an gösteremesek de, 16. Yy civarı Avrupa’sında bir veba salgını oluyor, çok ciddi kayıplar veriliyor ancak sadece İtalya’nın kırsalındaki Çingeneler çok etkilenmiyorlar. Emaye sini, son derece önemli bir üründür. Tabi konuya göndersek sonrasında yapılan araştırmalarda o dönemde sıklıkla kullanılan belki de ucuz olduğu için gümüş çatal kaşık ve bıçaklar ve aynı tarzdaki emaye kaplama tabaklardan dolayı vücutları yeteri derecede gümüş iyonu aldığından ve kap kaçaklarından da pişirdikleri yemeklerden zehirlenmeyen Çingeneler ayakta kalıyorlar. Yani yemek pişirdiğimiz ve yediğimiz emaye tencereler ve sunumlarını yaptığımız emaye tabaklar sağlığımız için son derece önemlidir.
Konuyu çok dağıtmadan tekrar emaye sini kullanımına dönersek yurdun birçok yerinde hala farklı aktiviteler ve servis sunumda sıklıkla hala ulanılmaktadırlar. Çiçekli olanlar eskiyi hatırlattıklarından hala çok popülerdir. Yeni tarz kurulan kahvaltı salonları da servislerinde sıklıkla bu tarz emaye sinileri kullanmakta ve bunu sürdürmeye kararlılar.
Emaye ve diğer malzemelerden üretilen siniler bazen yemekler içlerine direk konularakta servis edildiği olmuştur. Sini kababı, sini mantısı ve sini köftesi gibi. Yine çok eskilerde ve belki hala memlekette bir yerlerde kuzu çevirme yapılırken. Kuzunun iki tarafına güçlü ateş yakılır, kuzunun tam altına bir sini daha ziyade emaye sini konulur ateşinde etkisiyle damlayan yağlara ekmek banılır buna da tirit denir. Tiridine bandım türküsünü bilen bilir.
Yine çok eskilerden elde çekiç ile bakırdan, çinkodan ve farklı levhalardan dövülerek el işlemesi çok fazla sini çeşitleri vardı ve kullanımı çok yaygındı. Şimdilerde teknolojik gelişmelerle belli bir kalitedeki çelik saclar ile makineler ile üretilen emaye sinilerde kullanılmaktadır. Süslenmiş olanları ev kullanımı için ya da otantik mekanlarda ve kahvaltı salonlarında daha az süslü ve sadece kenar bantları renkli emaye siniler tercih edilmektedirler.
Emayeler genel yapıları gereği pürüzsüz sert yüzeyleri sayesinde üzerlerinde kiri pek barındırmazlar. Diyelim ki herhangi bir içecek ya da yemek artığı bir gün üstünde kaldı ve leke gözüküyor. Bu sizi rahatsız etmesin, ılık suda az bekletip deterjanlı bir sünger ile kolayca eski haline gelecektir. Sert darbelere maruz kalmadıkları sürece emaye sinileriniz tabir yerinde ise evladiyelik olacaklardır.
Bunların yanında mesela emaye servis ve sunum tepsisi diye geçen ürünler fırın kullanımına da uygundurlar ve daha kalın çelikten imal edilmişlerdir. Dikdörtgen ve yuvarlak modelleri vardır. Emaye tepsi denince mesela yurtdışında kasapların kullandıkları ve ya dişçi polikliniklerinde kullanılan oval özel şekilli emaye tepsilerde gelmektedir. Ya da hastanelerde pansuman malzemelerinin konulduğu kaplar.
İşin özü son yıllarda yaşadığımız bu salgın bize gösterdi ki kesinlikle ama kesinlikle sağlıklı beslenme çok ama çok önemli. Vücut direncimizi kesinlikle salıvermemeliyiz. Bunun da yolu doğru olan yemek pişirme kapları ile yemeklerimizi pişirmek ve onlarla sunmak. Aksi takdirde hasta olmamamız için bir neden yok. Bağışıklık sistemimiz zaten mevcut koşulladan dolayı sürekli ve hergün büyük şehirlerde saldırı altında bunu da bertaraf etmenin en önemli unsuru bahsettiğimiz üzere sağlıklı emaye kaplarda pişirilen yemekler ve yine sağlıklı emaye tabaklarla ve emaye siniler ve emaye tepsiler ile bunları sunmaktır. Hayatımızın her alanında olması gereken tek malzeme şüphesiz emaye ile kaplanmış ürünlerdir.
Sağlıklı kalın.